blackdevil41
Uzman Üyemiz
Antibiyotikler, çeşitli hayvan türlerinde birçok hastalığın sağaltımı ve kontrolü amacıyla kullanılmaktadır.
Antibiyotik kullanımı, ihtiyaç olan durumlarla sınırlandırılmalı ve birçok faktörün de düşünülmesi ile doğru antibiyotik seçimi yapılmalıdır.
Antibiyotik kullanımı, hayvan ıslahı, refahı, yönetimi; hijyen, besleme, bağışıklık ve aşılama sistemlerinden ayrı olarak düşünülmemelidir. Ancak maalesef değerlendirme bu şekilde yapılmamaktadır. Antibiyotik gereksinimini azaltmak için hastalıklar kontrol edilmeli ve hastalıkların kontrolunda antibiyotik kulanımının yanı sıra bütüncül (holistik) yaklaşımda bulunulmalıdır.
Antibiyotik Direnci: Genel Bakış
Antibiyotiklere karşı dirençlilik antibiyotiklerin tüm dünyada yaygın olarak kullanılmasından önce bile görülmüştür. Fakat bu ilk dirençlilik şekli insan veya hayvan sağlığına tehdit oluşturan asıl dirençlilik ile bir ilgisi bulunmamaktadır. Buna karşın ilaçlara dirençli organizmaların büyük bir çoğunluğu, mutasyon ve mikroorganizmanın yaşam süresince genetik materyalinin değişmesi gibi genetik değişimlerden ve seleksiyon işlemleri sonucunda oluşmuştur.
Kazanılmış Dirençlilik:
Mutasyonal ve Transfer Edilebilir (Geçirilebilir) Dirençlilik
Mutasyonal direnç, verilen antibiyotiğe duyarlılığı kontrol eden mikrobiyal kromozomundaki lokusda kendiliğinden gerçekleşen mutasyonlara bağlıdır. İlacın bulunması, hassas mikroorganizmaları baskılayarak dirençli mutantların gelişimini arttıran seçici bir mekanizmaya neden olmaktadır. Kendiliğinden olan mutasyonlar vertikal olarak geçebilmektedir.
Çoklu Dirençlilik
Dirençlilik, değişik mekanizmalara bağlı olduğu gibi, aynı antibiyotiğe karşı birden fazla mekanizma da etkili olabilmektedir.
Belirli bir antibiyotiğe karşı dirençli olan bir mikroorganizma, aynı etkiyi gösteren ve buna bağlı olan diğer antibiyotiklere karşı da dirençlilik gösterebilmektedir.
Mikroorganizmalar birbiriyle bağlantısı olmayan birçok antibiyotiğe karşı direnç geliştirmiş olabilir. Böyle bir antibiyotiğin kullanımı diğer antibiyotiklere karşı dirençliliğin gelişmesine yol açmaktadır.
Dirençliliğin Epidemiyolojisi
Dirençlilik Örnekleri
Hayvanlarda gözlenen dirençlilik örnekleri, antibiyotikle karşılaşmaya bağlı olduğu gibi diğer birçok değişkenden de etkilenmektedir. Bu değişkenler arasında;
• Mikroorganizma populasyonunun büyüklüğü,
• Dirençli genlerin önceden ortaya çıkarak yaygınlaşması,
• Seçilmiş mikroorganizma populasyonunun, daha önceden antibiyotikle karşılaşmamış olan ve çevrede yaygın olarak bulunan diğer mikroorganizmalar ile rekabet halinde bulunması,
Dirençlilik Transferi
Kommensal ve patolojik olan birçok dirençli mikroorganizma kaynağı bulunmaktadır. Bunlar;
• Hayvanlar ve hayvan dışkısı,
• İşleme sırasında kontamine olan hayvansal kaynaklı besinler,
• Kontamine çevreden gelen meyve ve sebzeler,
• Kontamine su,
• İnsanlardır.
Antibiyotiklerin Bilinçli Kullanımı: Temel İlkeler
İyi veteriner hekimlik uygulamalarında antibiyotiklerin bilinçli kullanımı önemlidir. Yaklaşım, antibiyotiklerin sağaltıcı etkisini yükseltmek ve dirençli mikroorganizmaların oluşumunu en aza indirmek şeklinde olmalıdır.
Bilinçli kullanım, antibiyotiklerin en uygun şekilde kullanılmasına bağlıdır. Fakat, bu uygulama veteriner hekimlerin hayvan sağlığı ve refahını çok fazla sınırlayıcı şekilde yapılmamalıdır.
Bütün durumlarda, hayvanlara veteriner hekimlerin denetiminde ve reçetelendirilerek hızlı ve etkili bir sağaltım uygulanmalıdır.
Doğru Antibiyotik Seçimi
Doğru antibiyotik seçimi aşağıda belirtilen ilkelere dayandırılmalıdır:
Kesin Tanı
Antibiyotikler, veteriner hekimin gözetiminde ve reçetelendirmesine bağlı olarak, hayvanın klinik gelişimi gözlenerek ve en fazla yararın sağlanması göz önünde bulundurularak en uygun şekilde seçilerek kullanılmalıdır.
Klinik değerlendirmenin yapılamadığı durumlarda ise tanı; geçmiş deneyimlerle, çiftliğin epidemiyolojik durumu değerlendirilerek ve duyarlılık testleri uygulanarak konulmalıdır.
Antibiyotik sağaltımı, enfeksiyonun ilerlemesini, enfeksiyonun ve hastalığın süresinin kısaltılmasını, ya da sistemik komplikasyonları önleyici amaçlı olmalıdır.
Türe ve Hastalığın Belirtilerine Göre Onaylanmış Bilinen Ürünlerin Kullanılması
Hiçbir tıbbi ürün piyasaya kalitesi, güvenliği ve etkinliği kanıtlanmadan sürülemez. Bu nedenle, antibiyotik seçiminin ilk aşaması türe ve klinik bulgularına göre onaylanmış ürünlerin kullanılması olmalıdır.
İyi Uygulanan Saha Çalışmaları Sonucu Bilinen Etkinlik
Eğer belirli bir durumda, ya da türde, uygun ruhsatlı bir ürün bulunamamışsa, belirtilen duruma, ya da türe uygun iyi uygulanmış saha çalışmaları sonucu elde edilen bir başka alternatif bir ürünün seçimine gidilmelidir. Gelişigüzel antibiyotik kullanım önlenmelidir.
Olası Mikroorganizmaların Neden Olduğu Düşünülen Bilinen ya da Tahmin Edilebilen Duyarlılıklar
Antibiyotikler yalnızca, sağaltıma duyarlı olduğu bilinen veya şüphe edilen enfeksiyon oluşturan yapıların var olduğu durumlarda kullanılmalıdır. Bir hastalığı sağaltırken, hastalığa neden olan mikroorganizmanın duyarlılığı en uygun olarak sağaltıma başlamadan önce öğrenilmelidir. Yüksek mortaliteli, ya da hızlı bulaşan ve yaygın olan hastalıklarda ise sağaltım klinik tanıya bağlı olarak yapılabilir. Fakat bu durumlarda bile, hastalığa neden olduğu şüphelenilen mikroorganizma, imkân varsa mutlaka belirlenmelidir. Böylece sağaltım başarısız olursa, duyarlılık testlerinin ışığında yeni bir sağaltıma başlanabilir. Antibiyotik kullanımı konusunda, klinik kararın verilmesi için en yeni antibiyotik duyarlılık testleri uygulanmalıdır.
Duyarlılık testleri, ilacın sadece klinik aktivitesinin göstergesi olarak kabul edilir. In vivo olarak bir ilacın etkisi, enfeksiyon yerine yeterli yüksek yoğunlukta ulaşması, patolojik sürecin doğasına ve konağın bağışıklığına bağlı olarak değişebilmektedir.
Bilinen Farmakokinetikler / Dokulardaki Dağılımı
Kullanılan maddeninn enfeksiyonun bulunduğu bölgeye yeterli miktarlarda erişebilmesi açısından, doğru antibiyotik seçiminde ilacın biyoyararlanımı, dokulardaki dağılımı, yarı-ömrü, doku kinetiği gibi farmakokinetik özelliklerinin de dikkate alınması önemlidir. İlacın vücuttan atılma süresi de uygun ürünün seçilmesinde bir etken olarak ele alınabilir.
Antibiyotiğin uygun farmasötik şekilde ve uygun yoldan uygulanması da göz önünde bulundurulmalıdır. Bağırsaklarda dirençli ve seleksiyona uğrayan bakterilerin gelişebileceği düşünülerek, uzun süren ağız yoluyla antibiyotik uygulamalarından kaçınılmalıdır.
Uygun Etkinlik Spektrumu
Antibiyotik seçimi, belirlenmiş veya şüphe edilen mikroorganizma göz önünde bulundurularak ve diğer mikroorganizmalara en az etki gösterecek şekilde yapılmalıdır.
Genel olarak, geniş spektrumlu bir antibiyotiğin seçilmesi, dar spektrumlu antibiyotiklere göre daha fazla sayıda hedef olmayan mikroorganizmayı etkilemesine ve seleksiyonu arttırmasına bağlı olarak daha hızlı dirençlilik oluşturmaktadır.
Bu nedenle yaygın olarak antibiyotik dirençliliğinin gelişmesini önlemek bakımından dar spektrumlu antibiyotikler, geniş spektrumlu olanlara göre tercih edilmelidir.
Söz konusu antibiyotiğin içerdiği spesifik maddelere karşı gelişebilecek potansiyel bir dirençlilik durumu da göz önünde bulundurulmalıdır. İnsan ve hayvanlarda, az sayıda, ya da diğer antibiyotiklerin kullanılamadığı özel ve kritik durumlarda antibiyotik seçimi çok dikkatli yapılmalıdır.
Bilinen Antibiyotik Kombinasyonları
Artan toksisite, farmakolojik antagonizm ve dirençli organizmaların gelişmesi bakımından gelişigüzel antibiyotik kombinasyonlarından kaçınılmalıdır.
Ancak, enfeksiyona neden olan organizmanın tanımlanamadığı durumlarda, geniş spektrumlu antibiyotiklerin kullanılması, etkili antibiyotik sağaltımının yapılamadığı, mortalitenin ve morbiditenin yüksek olduğu durumlarda savunulabilinir.
Neden olan mikroorganizmanın dirençli olması veya direnç geliştirmesi nedeniyle sağaltım başarısız olabilmektedir. Fakat, sağaltımın başarısız olmasında antibiyotik dirençliliği dışında diğer etkenler de düşünülmelidir. Bu nedenler arasında;
• Hayvan sahibinin reçeteye uygun olarak ilacı uygulamaması,
• Reçeteye yazılan ilacın dozunun yetersiz olması, ya da yeterli süreyi içermemesi,
• Uygun olmayan bir antibiyotiğin reçetelendirilmiş olması,
• Antibiyotiğin enfekte bölgeye ulaşamaması,
• Konağın antibiyotiğe yanıtının sistemik bir hastalığa bağlı olarak engellenmesi,
• Yem katkı maddeleri ve sudaki mineral tuzlara bağlı olarak antibiyotiğin inaktivasyonu
yer almaktadır.
Doğru Antibiyotiğin Kullanılması
Etiket talimatlarına mutlaka uyulmalı, ilacın endikasyonları ve türlere göre kullanım şekli ve dozu, kontrendikasyonları, yan etkileri, atılım süresi ve saklama koşulları dikkatle incelenerek uygulanmalıdır. Etiket dışı kullanım, uygun başka bir ürünün bulunmadığı durumlarda, reçetede belirtilmek koşuluyla dikkatli bir şekilde uygulanabilir.
Kullanım Dozu
Seçilmiş olan antimikrobiyal madde, yetersiz sağaltıma yol açan ve bazı durumlarda dirençliliğe neden olabilen yetersiz sağaltıcı dozlardan kaçınılarak, önerilen kullanım dozu ve şekline uygun olarak kullanılmalıdır. Doğru uygulama sağaltımın başarısızlıklarını engellerken, ürünün potansiyel etkisinin en yüksek şekilde ortaya çıkmasını sağlamaktadır.
Her antibiyotiğin uygun dozda kullanılmasına bağlı olarak kendine özgü farmakodinamik özellikleri bulunmaktadır.
Sağaltımın Süresi
Genellikle sağaltımın süresi prospektüsde belirtilmiştir. Ürünün prospektüsünde belirtilen süreden daha kısa uygulanması, enfeksiyonun tekrarlamasına neden olabilmektedir. Bu durum ayrıca mikroorganizmaların ilaca karşı duyarlılığını da azaltmaktadır.
Diğer yandan, antibiyotik uygulaması hayvanın kendi savunma mekanizması enfeksiyonu kontrol altına alabildiği zaman durdurulmalıdır. Gerekli sağaltıcı etkisi göz önüne alınarak antibiyotik uygulaması süresinin kısıtlanması, bakteri populasyonunun antibiyotikle karşılaşmasını en aza indirecektir. Böylece hayatta kalan mikroorganizmaların kullanılan antibiyotiğe direnç kazanmaları gibi olumsuz yan etkiler en aza indirilir.
Grup Sağaltımı
Hayvanların bir kısmında hastalık görüldüğünde, hem hasta, hem de sağlıklı hayvanlara sağaltıcı dozlarda antibiyotik uygulanmalıdır. Bu şekilde klinik olarak hasta hayvanların sağaltılması, hastalığın sürü içinde yayılmasınının azaltılması ve sürünün geri kalanında (yani hastalık bulaşmasına rağmen sağlıklı gözükenlerde) klinik bulguların ortaya çıkmadan önlenmesi amaçlanmaktadır.
Hastalıkların kontrolü, antibiyotik kullanımını en aza indirecek şekilde yukarıda belirtilen disiplinlerin uygun şekilde uygulanmasıyla mümkündür.
Reçetelendirilmesi, Teslim Edilmesi ve Kayıt Tutulması
Hayvanlarda kullanılan tüm antibiyotikler, ilacı reçetelendiren veteriner hekimin denetimi altındadır.
Sağaltım amacıyla kullanılan tüm antibiyotikler veteriner hekim tarafından reçete yazılarak verilmiş olmalıdır. Kullanılan tüm antibiyotiklerin kayıtları reçeteyi yazan veteriner hekim, satıcı ve kullanılan kişi tarafından tutulmalıdır.
Sağaltım sırasında ilaç uygulamasının hayvan sahibi tarafından yapılması gerekiyorsa, hayvan sahibine yazılı olarak kullanım şekli, dozu, süresi ve uygun olduğu durumlarda da vücuttan atılma süresi belirtilmelidir. Veteriner hekim hayvan sahibinin yazılı olarak verdiği talimatları tam anlamıyla anladığından emin olmalıdır.
Hayvan sahibine verilen antibiyotik miktarı ihtiyaca göre dikkatli bir şekilde belirlenmeli, bu şekilde fazla kullanımdan sakınılması sağlanmalıdır.
Yerel gereksinimlerine göre de veteriner hekimler hayvan sahiplerini kullanılmayan antibiyotik atıkları ve kapları konusunda bilgilendirmelidir.
Antibiyotik kullanılmasındaki hatalar arasında:
* Yanlış tanı,
* Etkili olmayan düzeyde ilaç kullanılması,
* Hastalığa karşı spesifik bir etkinliği kanıtlanmamış ilaçların kullanılması,
* Komplike olmamış viral hastalıkların sağaltımında kullanılması,
* Sağaltımın başarısız olmasına neden olan diğer faktörler dikkate alınmadan, çok hızlı veya yanlış şekilde antibiyotik değiştirilmesi,
* Prospektüse ve yazılı olarak belirtilen talimatlara uyulmaması yer almaktadır.
Antibiyotik kullanımı, ihtiyaç olan durumlarla sınırlandırılmalı ve birçok faktörün de düşünülmesi ile doğru antibiyotik seçimi yapılmalıdır.
Antibiyotik kullanımı, hayvan ıslahı, refahı, yönetimi; hijyen, besleme, bağışıklık ve aşılama sistemlerinden ayrı olarak düşünülmemelidir. Ancak maalesef değerlendirme bu şekilde yapılmamaktadır. Antibiyotik gereksinimini azaltmak için hastalıklar kontrol edilmeli ve hastalıkların kontrolunda antibiyotik kulanımının yanı sıra bütüncül (holistik) yaklaşımda bulunulmalıdır.
Antibiyotik Direnci: Genel Bakış
Antibiyotiklere karşı dirençlilik antibiyotiklerin tüm dünyada yaygın olarak kullanılmasından önce bile görülmüştür. Fakat bu ilk dirençlilik şekli insan veya hayvan sağlığına tehdit oluşturan asıl dirençlilik ile bir ilgisi bulunmamaktadır. Buna karşın ilaçlara dirençli organizmaların büyük bir çoğunluğu, mutasyon ve mikroorganizmanın yaşam süresince genetik materyalinin değişmesi gibi genetik değişimlerden ve seleksiyon işlemleri sonucunda oluşmuştur.
Kazanılmış Dirençlilik:
Mutasyonal ve Transfer Edilebilir (Geçirilebilir) Dirençlilik
Mutasyonal direnç, verilen antibiyotiğe duyarlılığı kontrol eden mikrobiyal kromozomundaki lokusda kendiliğinden gerçekleşen mutasyonlara bağlıdır. İlacın bulunması, hassas mikroorganizmaları baskılayarak dirençli mutantların gelişimini arttıran seçici bir mekanizmaya neden olmaktadır. Kendiliğinden olan mutasyonlar vertikal olarak geçebilmektedir.
Çoklu Dirençlilik
Dirençlilik, değişik mekanizmalara bağlı olduğu gibi, aynı antibiyotiğe karşı birden fazla mekanizma da etkili olabilmektedir.
Belirli bir antibiyotiğe karşı dirençli olan bir mikroorganizma, aynı etkiyi gösteren ve buna bağlı olan diğer antibiyotiklere karşı da dirençlilik gösterebilmektedir.
Mikroorganizmalar birbiriyle bağlantısı olmayan birçok antibiyotiğe karşı direnç geliştirmiş olabilir. Böyle bir antibiyotiğin kullanımı diğer antibiyotiklere karşı dirençliliğin gelişmesine yol açmaktadır.
Dirençliliğin Epidemiyolojisi
Dirençlilik Örnekleri
Hayvanlarda gözlenen dirençlilik örnekleri, antibiyotikle karşılaşmaya bağlı olduğu gibi diğer birçok değişkenden de etkilenmektedir. Bu değişkenler arasında;
• Mikroorganizma populasyonunun büyüklüğü,
• Dirençli genlerin önceden ortaya çıkarak yaygınlaşması,
• Seçilmiş mikroorganizma populasyonunun, daha önceden antibiyotikle karşılaşmamış olan ve çevrede yaygın olarak bulunan diğer mikroorganizmalar ile rekabet halinde bulunması,
Dirençlilik Transferi
Kommensal ve patolojik olan birçok dirençli mikroorganizma kaynağı bulunmaktadır. Bunlar;
• Hayvanlar ve hayvan dışkısı,
• İşleme sırasında kontamine olan hayvansal kaynaklı besinler,
• Kontamine çevreden gelen meyve ve sebzeler,
• Kontamine su,
• İnsanlardır.
Antibiyotiklerin Bilinçli Kullanımı: Temel İlkeler
İyi veteriner hekimlik uygulamalarında antibiyotiklerin bilinçli kullanımı önemlidir. Yaklaşım, antibiyotiklerin sağaltıcı etkisini yükseltmek ve dirençli mikroorganizmaların oluşumunu en aza indirmek şeklinde olmalıdır.
Bilinçli kullanım, antibiyotiklerin en uygun şekilde kullanılmasına bağlıdır. Fakat, bu uygulama veteriner hekimlerin hayvan sağlığı ve refahını çok fazla sınırlayıcı şekilde yapılmamalıdır.
Bütün durumlarda, hayvanlara veteriner hekimlerin denetiminde ve reçetelendirilerek hızlı ve etkili bir sağaltım uygulanmalıdır.
Doğru Antibiyotik Seçimi
Doğru antibiyotik seçimi aşağıda belirtilen ilkelere dayandırılmalıdır:
Kesin Tanı
Antibiyotikler, veteriner hekimin gözetiminde ve reçetelendirmesine bağlı olarak, hayvanın klinik gelişimi gözlenerek ve en fazla yararın sağlanması göz önünde bulundurularak en uygun şekilde seçilerek kullanılmalıdır.
Klinik değerlendirmenin yapılamadığı durumlarda ise tanı; geçmiş deneyimlerle, çiftliğin epidemiyolojik durumu değerlendirilerek ve duyarlılık testleri uygulanarak konulmalıdır.
Antibiyotik sağaltımı, enfeksiyonun ilerlemesini, enfeksiyonun ve hastalığın süresinin kısaltılmasını, ya da sistemik komplikasyonları önleyici amaçlı olmalıdır.
Türe ve Hastalığın Belirtilerine Göre Onaylanmış Bilinen Ürünlerin Kullanılması
Hiçbir tıbbi ürün piyasaya kalitesi, güvenliği ve etkinliği kanıtlanmadan sürülemez. Bu nedenle, antibiyotik seçiminin ilk aşaması türe ve klinik bulgularına göre onaylanmış ürünlerin kullanılması olmalıdır.
İyi Uygulanan Saha Çalışmaları Sonucu Bilinen Etkinlik
Eğer belirli bir durumda, ya da türde, uygun ruhsatlı bir ürün bulunamamışsa, belirtilen duruma, ya da türe uygun iyi uygulanmış saha çalışmaları sonucu elde edilen bir başka alternatif bir ürünün seçimine gidilmelidir. Gelişigüzel antibiyotik kullanım önlenmelidir.
Olası Mikroorganizmaların Neden Olduğu Düşünülen Bilinen ya da Tahmin Edilebilen Duyarlılıklar
Antibiyotikler yalnızca, sağaltıma duyarlı olduğu bilinen veya şüphe edilen enfeksiyon oluşturan yapıların var olduğu durumlarda kullanılmalıdır. Bir hastalığı sağaltırken, hastalığa neden olan mikroorganizmanın duyarlılığı en uygun olarak sağaltıma başlamadan önce öğrenilmelidir. Yüksek mortaliteli, ya da hızlı bulaşan ve yaygın olan hastalıklarda ise sağaltım klinik tanıya bağlı olarak yapılabilir. Fakat bu durumlarda bile, hastalığa neden olduğu şüphelenilen mikroorganizma, imkân varsa mutlaka belirlenmelidir. Böylece sağaltım başarısız olursa, duyarlılık testlerinin ışığında yeni bir sağaltıma başlanabilir. Antibiyotik kullanımı konusunda, klinik kararın verilmesi için en yeni antibiyotik duyarlılık testleri uygulanmalıdır.
Duyarlılık testleri, ilacın sadece klinik aktivitesinin göstergesi olarak kabul edilir. In vivo olarak bir ilacın etkisi, enfeksiyon yerine yeterli yüksek yoğunlukta ulaşması, patolojik sürecin doğasına ve konağın bağışıklığına bağlı olarak değişebilmektedir.
Bilinen Farmakokinetikler / Dokulardaki Dağılımı
Kullanılan maddeninn enfeksiyonun bulunduğu bölgeye yeterli miktarlarda erişebilmesi açısından, doğru antibiyotik seçiminde ilacın biyoyararlanımı, dokulardaki dağılımı, yarı-ömrü, doku kinetiği gibi farmakokinetik özelliklerinin de dikkate alınması önemlidir. İlacın vücuttan atılma süresi de uygun ürünün seçilmesinde bir etken olarak ele alınabilir.
Antibiyotiğin uygun farmasötik şekilde ve uygun yoldan uygulanması da göz önünde bulundurulmalıdır. Bağırsaklarda dirençli ve seleksiyona uğrayan bakterilerin gelişebileceği düşünülerek, uzun süren ağız yoluyla antibiyotik uygulamalarından kaçınılmalıdır.
Uygun Etkinlik Spektrumu
Antibiyotik seçimi, belirlenmiş veya şüphe edilen mikroorganizma göz önünde bulundurularak ve diğer mikroorganizmalara en az etki gösterecek şekilde yapılmalıdır.
Genel olarak, geniş spektrumlu bir antibiyotiğin seçilmesi, dar spektrumlu antibiyotiklere göre daha fazla sayıda hedef olmayan mikroorganizmayı etkilemesine ve seleksiyonu arttırmasına bağlı olarak daha hızlı dirençlilik oluşturmaktadır.
Bu nedenle yaygın olarak antibiyotik dirençliliğinin gelişmesini önlemek bakımından dar spektrumlu antibiyotikler, geniş spektrumlu olanlara göre tercih edilmelidir.
Söz konusu antibiyotiğin içerdiği spesifik maddelere karşı gelişebilecek potansiyel bir dirençlilik durumu da göz önünde bulundurulmalıdır. İnsan ve hayvanlarda, az sayıda, ya da diğer antibiyotiklerin kullanılamadığı özel ve kritik durumlarda antibiyotik seçimi çok dikkatli yapılmalıdır.
Bilinen Antibiyotik Kombinasyonları
Artan toksisite, farmakolojik antagonizm ve dirençli organizmaların gelişmesi bakımından gelişigüzel antibiyotik kombinasyonlarından kaçınılmalıdır.
Ancak, enfeksiyona neden olan organizmanın tanımlanamadığı durumlarda, geniş spektrumlu antibiyotiklerin kullanılması, etkili antibiyotik sağaltımının yapılamadığı, mortalitenin ve morbiditenin yüksek olduğu durumlarda savunulabilinir.
Neden olan mikroorganizmanın dirençli olması veya direnç geliştirmesi nedeniyle sağaltım başarısız olabilmektedir. Fakat, sağaltımın başarısız olmasında antibiyotik dirençliliği dışında diğer etkenler de düşünülmelidir. Bu nedenler arasında;
• Hayvan sahibinin reçeteye uygun olarak ilacı uygulamaması,
• Reçeteye yazılan ilacın dozunun yetersiz olması, ya da yeterli süreyi içermemesi,
• Uygun olmayan bir antibiyotiğin reçetelendirilmiş olması,
• Antibiyotiğin enfekte bölgeye ulaşamaması,
• Konağın antibiyotiğe yanıtının sistemik bir hastalığa bağlı olarak engellenmesi,
• Yem katkı maddeleri ve sudaki mineral tuzlara bağlı olarak antibiyotiğin inaktivasyonu
yer almaktadır.
Doğru Antibiyotiğin Kullanılması
Etiket talimatlarına mutlaka uyulmalı, ilacın endikasyonları ve türlere göre kullanım şekli ve dozu, kontrendikasyonları, yan etkileri, atılım süresi ve saklama koşulları dikkatle incelenerek uygulanmalıdır. Etiket dışı kullanım, uygun başka bir ürünün bulunmadığı durumlarda, reçetede belirtilmek koşuluyla dikkatli bir şekilde uygulanabilir.
Kullanım Dozu
Seçilmiş olan antimikrobiyal madde, yetersiz sağaltıma yol açan ve bazı durumlarda dirençliliğe neden olabilen yetersiz sağaltıcı dozlardan kaçınılarak, önerilen kullanım dozu ve şekline uygun olarak kullanılmalıdır. Doğru uygulama sağaltımın başarısızlıklarını engellerken, ürünün potansiyel etkisinin en yüksek şekilde ortaya çıkmasını sağlamaktadır.
Her antibiyotiğin uygun dozda kullanılmasına bağlı olarak kendine özgü farmakodinamik özellikleri bulunmaktadır.
Sağaltımın Süresi
Genellikle sağaltımın süresi prospektüsde belirtilmiştir. Ürünün prospektüsünde belirtilen süreden daha kısa uygulanması, enfeksiyonun tekrarlamasına neden olabilmektedir. Bu durum ayrıca mikroorganizmaların ilaca karşı duyarlılığını da azaltmaktadır.
Diğer yandan, antibiyotik uygulaması hayvanın kendi savunma mekanizması enfeksiyonu kontrol altına alabildiği zaman durdurulmalıdır. Gerekli sağaltıcı etkisi göz önüne alınarak antibiyotik uygulaması süresinin kısıtlanması, bakteri populasyonunun antibiyotikle karşılaşmasını en aza indirecektir. Böylece hayatta kalan mikroorganizmaların kullanılan antibiyotiğe direnç kazanmaları gibi olumsuz yan etkiler en aza indirilir.
Grup Sağaltımı
Hayvanların bir kısmında hastalık görüldüğünde, hem hasta, hem de sağlıklı hayvanlara sağaltıcı dozlarda antibiyotik uygulanmalıdır. Bu şekilde klinik olarak hasta hayvanların sağaltılması, hastalığın sürü içinde yayılmasınının azaltılması ve sürünün geri kalanında (yani hastalık bulaşmasına rağmen sağlıklı gözükenlerde) klinik bulguların ortaya çıkmadan önlenmesi amaçlanmaktadır.
Hastalıkların kontrolü, antibiyotik kullanımını en aza indirecek şekilde yukarıda belirtilen disiplinlerin uygun şekilde uygulanmasıyla mümkündür.
Reçetelendirilmesi, Teslim Edilmesi ve Kayıt Tutulması
Hayvanlarda kullanılan tüm antibiyotikler, ilacı reçetelendiren veteriner hekimin denetimi altındadır.
Sağaltım amacıyla kullanılan tüm antibiyotikler veteriner hekim tarafından reçete yazılarak verilmiş olmalıdır. Kullanılan tüm antibiyotiklerin kayıtları reçeteyi yazan veteriner hekim, satıcı ve kullanılan kişi tarafından tutulmalıdır.
Sağaltım sırasında ilaç uygulamasının hayvan sahibi tarafından yapılması gerekiyorsa, hayvan sahibine yazılı olarak kullanım şekli, dozu, süresi ve uygun olduğu durumlarda da vücuttan atılma süresi belirtilmelidir. Veteriner hekim hayvan sahibinin yazılı olarak verdiği talimatları tam anlamıyla anladığından emin olmalıdır.
Hayvan sahibine verilen antibiyotik miktarı ihtiyaca göre dikkatli bir şekilde belirlenmeli, bu şekilde fazla kullanımdan sakınılması sağlanmalıdır.
Yerel gereksinimlerine göre de veteriner hekimler hayvan sahiplerini kullanılmayan antibiyotik atıkları ve kapları konusunda bilgilendirmelidir.
Antibiyotik kullanılmasındaki hatalar arasında:
* Yanlış tanı,
* Etkili olmayan düzeyde ilaç kullanılması,
* Hastalığa karşı spesifik bir etkinliği kanıtlanmamış ilaçların kullanılması,
* Komplike olmamış viral hastalıkların sağaltımında kullanılması,
* Sağaltımın başarısız olmasına neden olan diğer faktörler dikkate alınmadan, çok hızlı veya yanlış şekilde antibiyotik değiştirilmesi,
* Prospektüse ve yazılı olarak belirtilen talimatlara uyulmaması yer almaktadır.