- Katılım
- 5 Mar 2010
- Mesajlar
- 4,988
- Konum
- İstanbul / Fatih
- Web sitesi
- www.muhabbetkusuureticileri.org
- Adı
- Selahattin
- Soyadı
- GÜÇLÜ
Yüzyıllar boyunca kuş populasyonunun geliştirilmesinde görünüm ve/veya performans belirleyici olmuştur. Bu arada hastalıklara karşı bağışıklık gibi özellikler gözardı edildiği gibi, üstelik bir de genetik problemler ortaya çıkmıştır. Bu, günümüzde de devam etmektedir. Özellikle son yıllarda görünümün öne çıkması bu süreci olumsuz yönde etkilemektedir.
Bilinçsiz antibiyotik kullanımının kuşlarımızın bağırsaklarındaki süngerimsi tabakayı yok ettiği ve bu tabakanın vücut tarafından yenilenmediğini biliyormuydunuz? Sonuçta kuş hastalığı yeniyor belki ama, daha sonra yediği gıdayı gerektiği gibi özümseyemediği için hep halsiz ve zayıf kalıyor. Üstelik dışkıları da katılaşmıyor. Sonuç: İlaç işe yaramadı!!!.. Yeni antibiyotikler daha ağır tedavi dozları.
Aynı zamanda hastalığa yol açan viruslerin bu antibiyotiklere karşı, bağışıklık sistemi de gelişiyor ve ilaçlar sonunda gerçekten hiçbir işe yaramıyor.
Avrupa Birliğine bağlı ilgili kuruluşların aldığı yeni önlemler konunun önemine işaret etmektedir; Daha şimdiden et, süt ve yumurta üretiminde yararlanılan hayvanların tedavilerinde Chloramphenicol, Nitrofurane, Dimitridazole ve Ronidazole kullanımı yasaklanmıştır.Çünkü bunların et, süt ve yumurtayla insan vücuduna girdiği, bağışıklık sistemini bozduğu, hatta hamilelerde düşük veya sakat doğumlara yol açtığı görülmüştür. İlaçların ruhsat süreleri 5 yılla sınırlandırılmış ve ürünlerin ekolojik toksin testleri istenmiştir. Bu,hayvanların dışkılarıyla doğaya karışan ilaçların topraktaki yararlı organizmalara zarar verip vermediğidir. Artık piyasaya çıkacak bir ilaç, önce bütün bu deneylerle güvenilirliğini kanıtlanmalıdır.
Sonuç;
Avrupalı yetiştiriciler güvercinlerin vücut dirençlerine katkıda bulunan doğal ürünleri yeniden keşfediyorlar; Sentetik vitaminler yerine sebze sularına, glikoz şekerlerine, bira mayasına yöneliyorlar. Kuşların sindirim bozukluklarında sarmısaktan elde edilen çeşitli ürünler kullanıyorlar.
En önemlisi ise:
Sağlıklı yavruların sağlıklı ve güçlü anne babalardan elde edileceği gerçeğiyle damızlık standartlarını değiştirdiler. Bağışıklık sistemi zayıf olan anne babalar bu özelliklerini genler aracılığıyla gelecek jenerasyonlarada taşıyacaklardır. O halde damızlık seçiminde ırk özellikleri ve görünümün yanı sıra hastalıklara karşı dirençli, kuvvetli hayvanlar tercih edilmelidir.
Hazırlayan-Osman Tığ
http://www.muhabbetkusuureticileri.org/
Bilinçsiz antibiyotik kullanımının kuşlarımızın bağırsaklarındaki süngerimsi tabakayı yok ettiği ve bu tabakanın vücut tarafından yenilenmediğini biliyormuydunuz? Sonuçta kuş hastalığı yeniyor belki ama, daha sonra yediği gıdayı gerektiği gibi özümseyemediği için hep halsiz ve zayıf kalıyor. Üstelik dışkıları da katılaşmıyor. Sonuç: İlaç işe yaramadı!!!.. Yeni antibiyotikler daha ağır tedavi dozları.
Aynı zamanda hastalığa yol açan viruslerin bu antibiyotiklere karşı, bağışıklık sistemi de gelişiyor ve ilaçlar sonunda gerçekten hiçbir işe yaramıyor.
Avrupa Birliğine bağlı ilgili kuruluşların aldığı yeni önlemler konunun önemine işaret etmektedir; Daha şimdiden et, süt ve yumurta üretiminde yararlanılan hayvanların tedavilerinde Chloramphenicol, Nitrofurane, Dimitridazole ve Ronidazole kullanımı yasaklanmıştır.Çünkü bunların et, süt ve yumurtayla insan vücuduna girdiği, bağışıklık sistemini bozduğu, hatta hamilelerde düşük veya sakat doğumlara yol açtığı görülmüştür. İlaçların ruhsat süreleri 5 yılla sınırlandırılmış ve ürünlerin ekolojik toksin testleri istenmiştir. Bu,hayvanların dışkılarıyla doğaya karışan ilaçların topraktaki yararlı organizmalara zarar verip vermediğidir. Artık piyasaya çıkacak bir ilaç, önce bütün bu deneylerle güvenilirliğini kanıtlanmalıdır.
Sonuç;
Avrupalı yetiştiriciler güvercinlerin vücut dirençlerine katkıda bulunan doğal ürünleri yeniden keşfediyorlar; Sentetik vitaminler yerine sebze sularına, glikoz şekerlerine, bira mayasına yöneliyorlar. Kuşların sindirim bozukluklarında sarmısaktan elde edilen çeşitli ürünler kullanıyorlar.
En önemlisi ise:
Sağlıklı yavruların sağlıklı ve güçlü anne babalardan elde edileceği gerçeğiyle damızlık standartlarını değiştirdiler. Bağışıklık sistemi zayıf olan anne babalar bu özelliklerini genler aracılığıyla gelecek jenerasyonlarada taşıyacaklardır. O halde damızlık seçiminde ırk özellikleri ve görünümün yanı sıra hastalıklara karşı dirençli, kuvvetli hayvanlar tercih edilmelidir.
Hazırlayan-Osman Tığ
http://www.muhabbetkusuureticileri.org/