- Katılım
- 5 Mar 2010
- Mesajlar
- 4,990
- Konum
- İstanbul / Fatih
- Web sitesi
- www.muhabbetkusuureticileri.org
- Adı
- Selahattin
- Soyadı
- GÜÇLÜ
Ahmet salman arkadaşımız bizi ağırladı ağırlamasınada etleri az yememiz içinde elinden geleni yaptı
sabah gittiğimizde bizi uyanıklıp yapıp poğoça ve börekle kandırmaya kalktı
yemedik tabi yermiyiz sonrasında bizi bir çeşme başına getirdi iyi suymuş doya doya için dedi
ben yiyeceğimiz etleri düşünürken fazla içmedim hafiften ağzımı ıslattım
sonra bizi çay bahçesini getirdi karnımızı gözleme ve ayran,çaylan doyurmaya kalktı
o olayıda hafif atlattım lakin yılmaz arkadaşım gözleme tuzağına yakalandı 2 tane yedi yılmazda iş işten geçtiktek sonra uyandı bana gözleme fazla geldi yermisiniz dedi ben yemedim kendisine zorlada olsa yemesini sağladık
daha sonra dağyoluna et mangal yapmak için yola çıktık bu aradada akşam 18.00 dönüş zamanımız daralıyordu. önümüze birsürü etmangal tesisleri çıkmasına rağmen bizi ısrarla dağın tepesine kadar çıkarda
orda adamlarla daha evvel tanışıklğı varmıdır bilmem ucuzmudur onuda bilmem DOLUBABA et mangal tesislerine konakladık.neyse etler,köfteler ve mangal önümüze geldi ilk önce köfteleri pişirdik ardından etleri mangala koyalım derken biranda gökten ceviz büyüklüğünde dolu yağmaya ve ardından sel gibi yağmurlar gelmeye başladı (tesisin adınında dolubaba olması çok acayipime gitmedi değil yani)
herkes bir tarafa çil yavrusu gibi kaçışırken ben masanın ve mangalın başından ayrılmadım daha sonra mekan sahibinden öğrendiklerimden şok oldum meğerse ahmet salman arkadaşımız işletmenin mescidine girip yağmur ve dolu duasına çıkmış selahattin güçlü etleri az yesin diye
tabiki ben başıma gelecekleri önceden tahmin ettiğimden dolayı bu kurnazlıklara papuç bırakmadım adam öyle bir ayarlamışki mangal saatleri tam dönüş saatine denk getirmeye çalışmış etlari az yesinlerde kalkalım diye
yılmaz arkadaşımız zaten gözlemeyle karnını doyurmuştu ve dönüş sitresiyle etde yiyemedi ama hilmi arkadaşımızda aynı benim gibi son anda kurt gibi etlere saldırdı neyse ahmet salman arkadaşımız daha yermisiniz lafını istemiyerekte olsa sordu orda yalan yok
üstlerimizi kuruladıktan sonra hesap ödenip yola çıkıldı ahmet salmanın bizden intikam aldığını düşündüğüm olayda dönüş yolunda yaşandı önce bizi feribota bırakması gerekirken hilmi arkadaşımızı otogara bıraktı
ondan sonra bizi zar zor kırmızı ışıklarda geçerek yetiştirdi feribota en son kapaklar kapanırken atlayarak bindim tam ayağımı feribot kapağınına attım baktım telefonum çalıyor baktımki ahmet salman yetiştinmi diye soruyor
belkide benim denize düşmemi istiyordu bilemem
ohbe ahmetten kurtulduk allahıma şükür derken sonradan ahmet salmanın akrabası öğrendiğim feribotun kaptanı anons ediyor --lütfen dikkat feribotumuz 2 saat gecikmeli olarak istanbula ulaşacak diye--
neyse oda geçer diye düşünürken bu sefer yolcularla personel münakaşa yapmaya başladılar sesten gürültüden kafamız şişti zar zor gecikmelide olsa evimize geldik bu anlattıklarım hepsi gerçek YALAN SÖYLEYENİN KUŞU ÖLSÜN
sabah gittiğimizde bizi uyanıklıp yapıp poğoça ve börekle kandırmaya kalktı
yemedik tabi yermiyiz sonrasında bizi bir çeşme başına getirdi iyi suymuş doya doya için dedi
ben yiyeceğimiz etleri düşünürken fazla içmedim hafiften ağzımı ıslattım
sonra bizi çay bahçesini getirdi karnımızı gözleme ve ayran,çaylan doyurmaya kalktı
o olayıda hafif atlattım lakin yılmaz arkadaşım gözleme tuzağına yakalandı 2 tane yedi yılmazda iş işten geçtiktek sonra uyandı bana gözleme fazla geldi yermisiniz dedi ben yemedim kendisine zorlada olsa yemesini sağladık
daha sonra dağyoluna et mangal yapmak için yola çıktık bu aradada akşam 18.00 dönüş zamanımız daralıyordu. önümüze birsürü etmangal tesisleri çıkmasına rağmen bizi ısrarla dağın tepesine kadar çıkarda
orda adamlarla daha evvel tanışıklğı varmıdır bilmem ucuzmudur onuda bilmem DOLUBABA et mangal tesislerine konakladık.neyse etler,köfteler ve mangal önümüze geldi ilk önce köfteleri pişirdik ardından etleri mangala koyalım derken biranda gökten ceviz büyüklüğünde dolu yağmaya ve ardından sel gibi yağmurlar gelmeye başladı (tesisin adınında dolubaba olması çok acayipime gitmedi değil yani)
herkes bir tarafa çil yavrusu gibi kaçışırken ben masanın ve mangalın başından ayrılmadım daha sonra mekan sahibinden öğrendiklerimden şok oldum meğerse ahmet salman arkadaşımız işletmenin mescidine girip yağmur ve dolu duasına çıkmış selahattin güçlü etleri az yesin diye
tabiki ben başıma gelecekleri önceden tahmin ettiğimden dolayı bu kurnazlıklara papuç bırakmadım adam öyle bir ayarlamışki mangal saatleri tam dönüş saatine denk getirmeye çalışmış etlari az yesinlerde kalkalım diye
yılmaz arkadaşımız zaten gözlemeyle karnını doyurmuştu ve dönüş sitresiyle etde yiyemedi ama hilmi arkadaşımızda aynı benim gibi son anda kurt gibi etlere saldırdı neyse ahmet salman arkadaşımız daha yermisiniz lafını istemiyerekte olsa sordu orda yalan yok
üstlerimizi kuruladıktan sonra hesap ödenip yola çıkıldı ahmet salmanın bizden intikam aldığını düşündüğüm olayda dönüş yolunda yaşandı önce bizi feribota bırakması gerekirken hilmi arkadaşımızı otogara bıraktı
ondan sonra bizi zar zor kırmızı ışıklarda geçerek yetiştirdi feribota en son kapaklar kapanırken atlayarak bindim tam ayağımı feribot kapağınına attım baktım telefonum çalıyor baktımki ahmet salman yetiştinmi diye soruyor
belkide benim denize düşmemi istiyordu bilemem
ohbe ahmetten kurtulduk allahıma şükür derken sonradan ahmet salmanın akrabası öğrendiğim feribotun kaptanı anons ediyor --lütfen dikkat feribotumuz 2 saat gecikmeli olarak istanbula ulaşacak diye--
neyse oda geçer diye düşünürken bu sefer yolcularla personel münakaşa yapmaya başladılar sesten gürültüden kafamız şişti zar zor gecikmelide olsa evimize geldik bu anlattıklarım hepsi gerçek YALAN SÖYLEYENİN KUŞU ÖLSÜN