- Katılım
- 5 Mar 2010
- Mesajlar
- 4,988
- Konum
- İstanbul / Fatih
- Web sitesi
- www.muhabbetkusuureticileri.org
- Adı
- Selahattin
- Soyadı
- GÜÇLÜ
OSMANLIDA KUŞ SEVGİSİ
bir paylaşım videosunda japonların canlı balıgı pişirip hala canlıyken yediklerini görünce aklıma türklerin canlılara verdikleri deger geldi..
insanlıgın ,merhametin taşta sanata dönüştügünü,atalarımızın ne kadar inçe ruhlu oldugunu tekrar hatırlayalım..
hala mezar taşlarımızın ayak ucundaki suluklar,da hayır hasenatın diger bir örnegidir..
Minyatür Kuş Sarayları
Osmanlı Devleti´nin hayvanlara olduğu gibi kuşlara karşı büyük bir sevgi beslediği herkes tarafından biliniyor.
Türk mimarisinde, bilhassa 16. yüzyıldan itibaren kendini gösteren ve genellikle binaların en çok güneş alan, sert ve soğuk rüzgarları tutmayan cephelerinde, yüksekçe, emniyetli yerlerine yapılan kuş evlerinden bazıları günümüzde ihtişamını muhafaza eder.
İstanbul eserlerinde örnekleri görülen ve saka, serçe, kırlangıç gibi korunmaya muhtaç kuşlar için yapılan bu barınaklar, Doğu Bayezıt, Tokat, Amasya, Kayseri, Niğde, Antakya, İzmir, Bolu, Bursa, Tekirdağ, Kırklareli, Edirne, Filibe, Tırnova´da da bulunuyor. Klasik devir Osmanlı mimarisiyle başlayan ve 19. yüzyıl sonlarına kadar rastlanan kuş evleri, diğer bir tabiriyle minyatür saraylar, Türk sanatkarlarının ince zevki, ustaca kompozisyonları ve kalplerindeki merhamet hissinin ortaya çıkmasıyla zamanla geliştirilerek ilgi çekici duruma getirilmiştir. Ecdadımız sadece kuş evleri, kuş sarayları yapmakla kalmamış, leylek, kurt gibi evcil olmayan diğer hayvanlar için de vakıflar, hastaneler kurmuşlardır. Öyle ki soğuk kış günlerinde kurtların aç kalmamaları için kar-tipi demeden ıssız dağ başlarında et dağıtmışlar.
bir paylaşım videosunda japonların canlı balıgı pişirip hala canlıyken yediklerini görünce aklıma türklerin canlılara verdikleri deger geldi..
insanlıgın ,merhametin taşta sanata dönüştügünü,atalarımızın ne kadar inçe ruhlu oldugunu tekrar hatırlayalım..
hala mezar taşlarımızın ayak ucundaki suluklar,da hayır hasenatın diger bir örnegidir..
Minyatür Kuş Sarayları
Osmanlı Devleti´nin hayvanlara olduğu gibi kuşlara karşı büyük bir sevgi beslediği herkes tarafından biliniyor.
Türk mimarisinde, bilhassa 16. yüzyıldan itibaren kendini gösteren ve genellikle binaların en çok güneş alan, sert ve soğuk rüzgarları tutmayan cephelerinde, yüksekçe, emniyetli yerlerine yapılan kuş evlerinden bazıları günümüzde ihtişamını muhafaza eder.
İstanbul eserlerinde örnekleri görülen ve saka, serçe, kırlangıç gibi korunmaya muhtaç kuşlar için yapılan bu barınaklar, Doğu Bayezıt, Tokat, Amasya, Kayseri, Niğde, Antakya, İzmir, Bolu, Bursa, Tekirdağ, Kırklareli, Edirne, Filibe, Tırnova´da da bulunuyor. Klasik devir Osmanlı mimarisiyle başlayan ve 19. yüzyıl sonlarına kadar rastlanan kuş evleri, diğer bir tabiriyle minyatür saraylar, Türk sanatkarlarının ince zevki, ustaca kompozisyonları ve kalplerindeki merhamet hissinin ortaya çıkmasıyla zamanla geliştirilerek ilgi çekici duruma getirilmiştir. Ecdadımız sadece kuş evleri, kuş sarayları yapmakla kalmamış, leylek, kurt gibi evcil olmayan diğer hayvanlar için de vakıflar, hastaneler kurmuşlardır. Öyle ki soğuk kış günlerinde kurtların aç kalmamaları için kar-tipi demeden ıssız dağ başlarında et dağıtmışlar.